Nazolabial çizgi dolgusu, burnun kanatlarının yan kısmından başlayarak ağzın köşelerine kadar uzanan katlantı ve derin çizgi görünümünün düzeltilmesi ve buradaki oluğun derinleşmesi önlemek için gerçekleştirilen bir ameliyatsız estetik uygulamasıdır. “Nazolabial oluk” adı verilen bölge, yaşın ilerlemesine bağlı olarak yüzün orta kısmındaki yağ yastıkçıkları ve cilt altı destek dokusunun azalmasına bağlı yer çekiminin etkisi ile aşağı doğru sarkmasıyla oluşur.
Nazolabial çizgi dolgusu ile yer çekiminin ve mimiklerin aktif olarak kullanılmasının sonucunda gerçekleşen nazolabial bölgedeki sarkma giderilmektedir. Bu bölgedeki sorunlar, kişinin üzgün, asık suratlı ve agresif görünmesine neden olmaktadır. Bu bölgedeki istenmeyen görünümü düzletmek için hyaluronik asit dolgu uygulanarak kişinin istediği görünüm elde edilebilir.
Nazolabial Çizgi Dolgusu İşlemi
Nazolabial bölgedeki çizginin derinleşip de kişinin asık yüzlü gibi görünmesinin nedeni,
- Zamana ve yaşa bağlı yağ yastıkçıklarının azalması ve yer değiştirmesi
- Yer çekimi etkisi ile yüzün aşağı doğru sarkması
- Elmacık kemiği ve yanakların toplu ve belirgin olması
Çizgilerin derinleşmesi, gülüşü de etkilemekte, gülümseme bu çizgilerden dolayı belli olmamaktadır. Kliniğimizde kişiyi rahatsız eden nasolabial çizgileri azaltmak ve görünümü düzeltmek için önce sorunun kaynağı olan orta yüz kısmını yukarı çekmek için bu bölgeye dolgu yapıyoruz. Böylece yüzün orta kısmında lifting sağlıyoruz ve nasolabial çizgilerin derinliğini azaltıyoruz. Ardından çizgilerin altına da hyaluronik asit dolgu yaparak nasolabial çizgi görünümü düzeltilir. Vücudun doğal olarak ürettiği maddelerden biri olan hyaluronik asit, vücuda herhangi bir zarar vermemekte, vücudu yıpratmamakta ve enjekte edildiği bölgede canlılık ve dinamizm oluşturmaktadır.
Nazolabial Dolgu Uygulaması
Uygulamayı, nazolabial oluklar derinleşmeden yapmakta yarar bulunmaktadır. Gecikmeksizin gerçekleştirilen uygulama daha iyi sonuçlar verecektir. Erken yapılan müdahaleler ile cildin nem dengesi korunmuş olacak, zamanla gerçekleşmiş olan yaşlılık belirtileri ortadan kalkacaktır. Olukların meydana geldiği bölge destek dokusunu çok hızlı bir şekilde kaybetmekte ve bu yüzden sarkmaya başlamaktadır. Uygulama, yüzde lifting etkisi oluşturmaktadır. Evvela elmacık kemiklerini desteklemek ve yükseltmek gerekmekte, sonra da nazolabial dolgu ile yüzdeki istenmeyen ifade sona erdirilmektedir. İşlem, yüzdeki mimiklere zarar vermemektedir.
İşlemden önce, bölgeye anestezik etkisi olan kremler sürülmektedir. Bölgede uyuşukluk sağlandıktan sonra, çizginin derinliğine göre dolgu maddesi enjekte edilmektedir. Genel olarak, işlem 20-30 dakika arasında sürmekte ve tek seansta gerçekleştirilmektedir. 2 hafta sonra yapılan kontrolde dolgu dokuya yerleşip dağılır ve oturur. Bu aşamada gerekirse ve ihtiyaç olursa ilave dolgu yapılabilir.
Uygulamanın Etkisi Ne Zaman Ortaya Çıkmaktadır?
Uygulamanın etkisi, tedaviden hemen sonra fark edilmektedir. Genel olarak, iki hafta içerisinde hyalüronik asit cilde oturmakta ve bütünleşmiş bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Uygulamanın kalıcılık süresi 12-18 aydır. Ancak bu süre, herkeste aynı değildir.
- Çevresel şartlar
- Sigara kullanmak
- Dolgu maddesinin kalitesi
uygulamanın kalıcılığına etkide bulunmaktadır. Uygulamanın tekrarlanması halinde kalıcılık daha da artmaktadır. Kişi, uygulamadan hemen sonra günlük hayatına dönebilir.
Uygulamanın herhangi bir yan etkisi yoktur. Çünkü dolgu işlemi, vücuda yabancı olmayan ve zarar vermeyen hyalüronik asit ile yapılmaktadır. Uygulamadan sonra, bölgede kızarma ve şişme gibi sorunlar görülebilir ancak bunlar kısa sürede geçmektedir. Dolgu uygulaması, mimik kaslarını kısıtlamamakta, mimik kaybına neden olmamaktadır.
Uygulamadan Sonra Neler Yapılmalıdır?
Uygulamadan sonraki 10 saat herhangi bir kozmetik ürün kullanmamak gerekmektedir. Uygulamanın yapıldığı gün ve sonraki gün ağır spor ve aktiviteler yapılmamalıdır. Bunun dışında, bölgeye ilk birkaç gün asitli ürünler temas ettirilmemeli ve on gün boyunca buhar, sıcak su, spa ve saunadan uzak durulmalıdır. Uygulama, hamile olan ve emziren annelere, kanser hastalarına, alerjik sorunları bulunanlara ve bağışıklık sistemi sorunları yaşayanlara yapılmamaktadır.