Psöriasis (Sedef Hastalığı), en bilinen ve yaygın olarak görülen deri hastalıklarından biridir. Sedef denmesinin nedeni deride sedef renginde beyazımsı deri döküntüleri ve plaklar oluşturmasından dolayıdır. Hipokrat zamanından beri; dolayısıyla çok uzun yıllardır bilinen bir deri problemidir. Hastalık genetik geçiş gösterebilir fakat ailesinde psöriasis olmayanlarda da ortaya çıkabilir. Kronik bir hastalıktır. Ömür boyu sürme eğilimindedir. İyileşme ve alevlenme atakları gösterir.
Psöriasis (Sedef Hastalığı), dermatoloji polikliniğine başvuran hastaların ortalama %7-8’ini oluşturur. Her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Fakat hastalığın başlama yaşı 15-20 yaş aralığında olur genellikle. Veya bu yaşlarda başlamayan, genetik yatkınlığı olmayanlarda 55-60 yaşlarında ortaya çıkabilir.
Psöriasis (Sedef Hastalığı) Nedir?
Sedef hastalığı kişinin duygu durumunu ve psikolojisini ciddi etkileyen bir hastalık olduğu için ihmal edilmemeli, düzenli bir şekilde dermatolog kontrolünde tedavi edilmelidir. Daha önce tamamen deri ile sınırlı bir hastalık olduğu ve sistemik bir hastalık olmadığı düşünülüyordu fakat son yıllarda Psöriaisin sistemik bir hastalık olduğu ve Metabolik Sendromun bir parçası olduğu düşünülmektedir. Onun için tedavisi daha da önem kazanmıştır.
Sedef hastalığı deride bariz görünümlü, keskin sınırlı kızarıklıklar ve bunların üstünde pul pul dökülen kabuklanmalar ile seyreden bir hastalıktır. Plak dediğimiz bu kızarık ve kabuklu lezyonlarda büyük çoğunlukla kaşıntı yoktur. Genellikle eklemlerin dış yüzeyindeki deriyi yani diz- dirsekleri ve saçlı deriyi tutar. Başlangıçta en sık tuttuğu yerler buralardır. Fakat bütün vücuda yayılabilir. El ve ayak tırnaklarını tutabilir ve eklemleri tutarak Psöriatik artrit dediğimiz romatizmal hastalığa neden olabilir.
Psöriasis (Sedef Hastalığı) Çeşitleri Nelerdir?
Sedef hastalığının çeşitli klinik tipleri vardır ve klinik görünüm bu tiplere göre değişir. En sık görülen tipi Psöriasis Vulgaris dediğimiz diz dirsek, saçlı deri ve sonradan vücut tutulumu yapan tipidir. Sadece avuç içi ayak tabanını tutan Palmo plantar psöriasis, bütün vücudu tutan kızarık püstüler lezyonlarla seyreden Generaliz Püstüler Psöriasis, koltuk altı ve makat bölgesini tutan İnvers Psöriasis ve eklemleri tutan Psöriatik artrit tipleri vardır.
Psöriasis (Sedef Hastalığı) Tedavisi
Tedavi hastalığın tipine, hastanın yaşına, tutulum yerine ve şiddetine göre seçilir. Yeni başlamış ve sınırlı tutulum olanlarda ve tutulan alan vücudun %10 unu aşmayanlarda lokal tedaviler verilir. Lokal tedaviler de kabukları yumuşatmak ve çıkarmak için kullandığımız yağlar, katranlı karışımlar ve kremler merhemlerdir. Sedef hastalığında ilk seçenek kullandığımız kremler Kortikosteroidli kremlerdir. Ayrıca bir D vitamini derivesi olan Calcipotriol içeren Kremler kullanılır.
Kortikostreoidli kremler doğru kullanılmazsa uzun dönemde deride incelme, damarlanma ve kızarıklık gibi yan etkilere yol açarlar.
Lokal tedavilerin yetersiz kaldığı veya vücut yüzeyinin %10’undan fazlasının tutulduğu durumlarda sistemik tedaviler dediğimiz ağızdan haplar veya damar ve kas içine enjeksiyon tedavileri verilir.
Sistemik olarak kullanılan ilaçlar;
- Kortikosteroidler
- Metotreksat
- Siklosporin
- Neotigason
ilk aşamada kullanılan sistemik tedavilerdir. Bunların da her birinin kullanım endikasyonu ve yan etkileri vardır. Bunlara da cevap vermeyen ve iyice ilerlemiş hastalarda biyolojik ajanlar denilen ayda bir iki defa koldan enjeksiyon ile veya damar yolu ile verilen ilaçlar kullanılır. Biyolojik ajanların etkinliği yüksek olmakla beraber sürekli kullanılma gereksinimi, yan etkilerinin fazla olması pahalı olmaları dezavantajlarıdır.
Sedef Hastalığında Fototerapi
Fototerapi: Sedef hastalığında sistemik tedavilere geçmeden önce veya sistemik tedavilere cevap vermeyen yaygın tutulumu olan sedef hastalarında tercih edilir. PUVA dediğimiz Psöralen + UV-A veya UVB dediğimiz iki farklı tekniği vardır. Hastaya hangisi uygun ise o metot seçilir. Haftada 2-3 seans UV lambalarının olduğu kabinler içinde bütün vücut gözler gözlükle korunarak 5-10 dk ışına maruz bırakılır. İyileşme sağlanması için en az 30 seans ışın alınmalıdır. PUVA tedavisinin de deride yanıklar ve uzun dönemde deri kanseri gelişme riskini artırması gibi yan etkileri vardır.
Psöriasis (sedef) hastaları bunun kronik bir hastalık olduğunu bilmeli ve sürekli Dermatolog kontrolünde olmalıdırlar. Hastalığın alevlenme dönemlerinde uygun tedavi alınarak buna uymaları gerekmektedir. Hastalığın bulaşıcı olmadığı ve kontrol altına alındıkça ciddi bir sağlık sorununa yol açmayacağı bilinmelidir.